Barselona'dan Tarkan

Politik durum nedeniyle kurulu düzenini bırakmak

Kimsin, nesin? Nerede, ne zamandan beri yaşarsın? Neyle iştigal edersin?

Selam! Ben Tarkan. Ömrümün nerdeyse 46 yılını İstanbul’da geçirdim. Bir yılı aşkın bir süreden beridir de Barcelona’dayım. İnsan, İstanbul’da 22 yıl diş hekimliği yapıp kurulu düzenini, arkadaşlarını, ailesini nasıl olur da bırakır başka bir ülkeye yerleşir’in hikâyesini devam eden sorularda muhtemelen detaylı olarak anlatacağım zaten :) Onun haricinde müzisyenim; şarkı besteler, sözlerini yazar, söyler, kayıt ederim. Hatta bir de videosunu çeker yayınlarım :)

Ha bi de youtuber oldum yeni yeni. Hem bir expat olarak tecrübelerimden bahsediyorum, hem de kişisel gelişimden spiritüalizme kayan bir aralık içinde eğlenceli videolar hazırlamaya çalışıyorum YouTube kanalımda. Araya da birkaç adet yaptığım şarkıların videolarını koyuyorum. Kanalımın adı GOOD TIMES. Bir şey daha vardıııı… Ha, grafik dizayn, logo vs. gibi freelance şeyler yapıyorum.

"Bir zamanlar aşık olduğum İstanbul’u hiç özlemiyorum. Özlediğim İstanbul yok zaten artık yerinde"


Yolun gurbete düştüğünde ilk olarak neler hissettin? Yeni bir ülkede olmanın duygu durumu sende nasıl karşılık buldu?


Kolay bir süreç oldu diyemem benim için. Öğrencilik ve meslek hayatımın tamamında İstanbul’daydım. Sonrasında ağırlıklı olarak Türkiye’deki politik durum nedeniyle erkek arkadaşımla Barcelona’ya yerleşme kararı aldık 3 yıl önce. İlk olarak ben geldim buraya. Çok da isteyerek ve severek. Bu ülkeyi, kültürünü, dilini seviyorum çünkü. Buna rağmen uzun süre “n'apıyorum ben burda, neden geldim sevgilimi, arkadaşlarımı bırakıp” gibi kendimi yiyip bitirdiğim çok cümle kurdum. Ancak artık alıştığımı hissediyorum yavaş yavaş da olsa. Bu arada bir zamanlar aşık olduğum İstanbul’u hiç özlemiyorum. Özlediğim İstanbul yok zaten artık yerinde. Bana en zor gelen (hâlâ) sevdiklerimden uzak olma durumu.

Tabi ki burayı seçmemizin sebeplerinden biri de eşcinsel evlilik hakkının olması. Başvurumuzu da yaptık, gün almayı bekliyoruz şu aralar. Yani müstakbel eşim de gelecek buraya :)

"Emin olduğum şey gerçekten beni mutlu eden bir şey(ler) yapmak"

Ülke değişikliğinin çalışma/eğitim hayatına yansımaları neler oldu? İş/okul ortamının uyum sağlamana (veyahut da sağlayamamana :) stres yok, hangimiz en zayıf halka gibi hissetmeden bir ömür sürebiliyor ki?) etkisini nasıl deneyimledin?

Zaten buraya gelmeden önce asıl mesleğim olan diş hekimliğini yapamayacağımı biliyordum. Diplomanın akreditasyonu için yazılı ve sözlü sınavlardan geçmek gerekiyor ve bu sınavlar İspanyolca. Şu anda o derece bir İspanyolcam yok maalesef.

Ancak bir süre hiçbir şey yapmak istemedim. Artık nasıl yorulduysam Türkiye’nin hallerinden, psikolojik olarak arınmam biraz zaman aldı :) Diğer taraftan tekrar diş hekimliği yapmak istediğimden de çok emin değilim. Emin olduğum şey gerçekten beni mutlu eden bir şey(ler) yapmak. Onları da yapıyorum zaten. Yani aslında çalışma hayatı benim için daha eğlenceli bir hale geldi diyebilirim.

"Hiçbir zaman İstanbul’daki gibi yakın dostluklarımın olamayacağını düşünüyorum"

Arkadaş edinmek ve kendi sosyal çevreni kurmak ne kadar kolay (ya da zor) oldu? Kendi background’un, kişiliğin ve bulunduğun yer bu denklemde nereye oturuyor?

Ben zaten çok kolay arkadaşlık kuran, insanlarla kaynaşan biri değilimdir. O kısım benim için biraz aşama aşama ilerliyor. İnsanlarla olan samimiyetim söz konusu olduğunda, nerede durmam gerektiğini bilmek istiyorum. Aynı şekilde onların da bilmesini. Bunun için daha önce İstanbul’da yaptığım gibi bir koroya katıldım. Şimdi genellikle Katalan ve İspanyol ama genel olarak dünyanın her yanından arkadaşım var. Birkaç tane de Türkiyeli. Bunlar korodan değil gerçi.

Sonuç şöyle: Samimiyet açısından kendimi İspanyollarla Katalanlar arası bir yerde buluyorum. İspanyollar genelde oldukça sıcakkanlı. Katalanlar da bir o kadar mesafeli. Eh, işte ben de ikisine de uyum sağlayabiliyorum. Amaaaaa şöyle birşey var. Belki önyargıdır ama kafamın bir köşesinde hiçbir zaman İstanbul’daki gibi yakın dostluklarımın olamayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, evet, sayılı birkaç arkadaşım var… ama o kadar işte.. en azından şimdilik…

"Burayı seçmemizin sebeplerinden biri de az Türkiyeli nüfus olmasıydı"

Türkiyeli diğer expat’lerle iletişiyor musun? “Hiç çekemem, benden uzak olsun”cu musun, yoksa “bazen beni sadece bir Çorumlu anlayabilir”ci mi?

Aslında ikisi de değilim. En başta burayı seçmemizin sebeplerinden biri de az Türkiyeli nüfus olmasıydı. Ancak öğrendim ki, genel olarak politik yakınlıkları benimkiyle benzerlik gösteriyor. Sonra dedim ki, Tarkan bu kadar kanırtmaya gerek yok. Tanıştığım birkaç expat oldu, oldukça da tatlı insanlar.

"Kendimi daha çok dünya vatandaşı olarak görüyorum"

Gurbetle sıla karşılaştırması yapacak olsan? Kültür olur, iş etiği olur; hangi bakımdan karşılaştırmak istersen…

İspanya ve Türkiye’nin Akdeniz ülkesi olması dışında aslında fazla bir benzerlikleri yok. Ama Akdeniz ülkesi olması önemli bir ayrıntı. Dolayısıyla ilk geldiğimden beri kendimi çok alâkasız bir yerde bulduğumu hiç düşünmedim. Bir de zaten kendimi ne kadar Türkiyeli hissediyorum, Türkiyeli olmak nasıl bir şey, bu konularda da hep çok kafa yormuşumdur. Sanırım kendimi daha çok dünya vatandaşı olarak görüyorum. Böyle olunca da gurbet, sıla kavramları anlamını yitiriyor. Sadece Türkiye’ye ait bir takım lezzetler var burada bulamadığım. Onları gelenlere sipariş ediyorum genellikle :)

"Kendi sağlığımı korumak adına takip etmemeye çalışıyordum olumsuz şeyleri"

Gurbetteyken TR’de olup bitenlere nasıl bir mesafede duruyorsun? Ülke gündeminin kendi hayatına yansımaları neler oluyor?


İnternet çağında bir şeylerden uzak kalmayı başarmak çok zor tabi ki. Ama kendi sağlığımı korumak adına mümkün olduğunca takip etmemeye çalışıyordum olumsuz şeyleri. Hâlâ da biraz öyle. Ama Facebook, Twitter vs. biraz bakayım dediğinde zaten hepsi gözünün önünde. Ben okuyup izlemesem, burada bir arkadaş kalkıp “aaa Türkiye'de böyle böyle olmuş” diye beni bilgilendiriyor zaten. Duyarsız kalamıyorum tabi ki. Sevdiklerim orada.

"Bir anlamda içsel bir yolculuk da yaşıyorum"

Diğer expat’lere ya da adaylarına, “ben ettim sen etme” ya da “sen de yap güzel oluyor” yollu önerilerin?

Valla, herkesin kendi kararı tabi. Kimseye yap veya yapma diyemem. Kendi adıma iyi birşey yaptığımı söyleyebilirim ama herhalde. Benim için sadece iki şehir (ya da ülke) arası bir yolculuk olmadı bu. Bir anlamda içsel bir yolculuk da yaşıyorum tüm bunlara paralel olarak. Onun üzerinden anlatacağım çok şey olduğunu fark ettim ve YouTube kanalını da bu fikir üzerine başlattım.

"15 Temmuz’u takip eden günlerde çok mesaj atan oldu"

Başka bir çift söz? (teklif var, ısrar yok)


Buraya geldiğimden beridir, özellikle de 15 Temmuz’u takip eden günlerde çok mesaj atan oldu, nasıl yaptın, şartlar nedir, nasıl oralarda yaşamak vs. gibisinden. Bu anlamda blogunun da çok faydalı bir kaynak olabileceğini düşünüyorum.

Yorumlar