Arrouquelas'tan Nisan

"Önyargıları kırıyoruz beraber"

Kimsin, nesin? Nerede, ne zamandan beri yaşarsın? Neyle iştigal edersin?

Nisan, Bilkent arkeolojiyi bitirdim 2016 Ocak'ta. Bitirince de İstanbul'a geri taşındım, kazılarda, bienalde vs. çalıştım. Şimdi de 12 Ocak'tan beri Mart'ın 11'inde bitecek bir gönüllülük projesindeyim Portekiz'de. Huzur evi, okul ve education of special needs diye 3 farklı merkezde çalışıyoruz.

Porto Douro Nehri, Ribeira

Yolun gurbete düştüğünde ilk olarak neler hissettin? Yeni bir ülkede olmanın duygu durumu sende nasıl karşılık buldu?

İlk hafta zorluydu tabi, bizim başka bir Türkiyeli arkadaşla kaldığımız oda, giriş kattaki en küçük odaydı evdeki, epeydir kullanılmadığından oda baya kötüydü mesela. Alışkanlık evde gibi hissetmek istiyor insan, çiçek gibi yaptık odayı elimizdekilerle. O biraz toparladı modumuzu. İlk hafta gün sayıyorduk aa bak 3. güne gelmişiz bile diye, şimdi 1.5 ay oldu farkında bile değiliz. Aileyi, sevgiliyi, dostları özlememek, hasret çekmemek mümkün değil, ama ne yalan söyleyeyim ulaşım sıkıntısı olmasa köyümden de, Portekiz'den de memnunum gayet. İlk haftayı atlatınca gittikçe daha ait, daha mutlu hissettim.

Lizbon Keşifler Anıtı

"Çat pat, kem küm anlaşıyoruz"

Ülke değişikliğinin çalışma/eğitim hayatına yansımaları neler oldu? İş/okul ortamının uyum sağlamana (veyahut da sağlayamamana :) stres yok, hangimiz en zayıf halka gibi hissetmeden bir ömür sürebiliyor ki?) etkisini nasıl deneyimledin?

Açıkçası ben en çok özel ihtiyaçlıların bulunduğu enstitüde çalışmayı sevdim, daha aktif, daha etken olabildiğimi hissediyorum orada çünkü. Kurumun kendisi de epey aktif, o güzel oldu. Ama ilgilendiğin insanların dilini bilmemek (bulunduğumuz yer çok küçük, çok az insan İngilizce biliyor) onların da tabi ki senin konuşabileceğin bir dili bilmiyor olması başlarda baya zordu, uzun dönem gelen arkadaşlar yardım ettiler tabi ama her zaman da orada olamazlar. Zamanla alıştık, birlikte çalıştığımız insanların bile çoğu bilmiyor Portekizce'den başka dil, çat pat kem küm anlaşıyoruz artık.

Bom Jesus Bahçeleri, Braga

Arkadaş edinmek ve kendi sosyal çevreni kurmak ne kadar kolay (ya da zor) oldu? Kendi background'un, kişiliğin ve bulunduğun yer bu denklemde nereye oturuyor?

Evde 8 kişiyiz, bir kere baştan 7 ev arkadaşım vardı zaten, bir de çalıştığımız organizasyondakiler vardı en başta, o yüzden sosyalleşme anlamında iyi bir başlangıç oldu. Ama hep aynı insanlar çünkü küçük yerdeyiz, ha ama daha yerlisi gibi hissettiriyor bu durum o da ayrı, onlar bizi biz onları tanıyoruz artık çünkü. Sonrasında EVS training'e gittik mesela 1 hafta farklı bir şehre. 30 kişilik bir grup olarak eğitim alıp her şeyi birlikte organize olarak yapmanız gereken bir eğitim olunca sosyalleşmek yine daha kolay oldu tabi (farklı ülkelerden geliyordu herkes, İngilizce sıkıntısı da yoktu). O eğitimde denklemin tam ortasıydı işte background, karakter vs. Huy, karakter, ilgi alanı vb. olarak ortaklık hissettiğin insanlarla daha yakın sosyal ilişkilerin oluyor aynı grup içinde, şansıma sevdiler de beni, ki bu da aslında işte var olan background'la, nezaket, dinleme ve anlamaya çalışma, açık fikirli olmaya çalışma gibi yaklaşımlarımın sonucu gibiydi, keza herkes çok şekerdi bencem :) :)) - o yüzden baya hoş geri dönüşler, kontağı sürdürmeye dair adımlar geldi, tabi bende geri durmadım :)

Costa Nova do Prado, Aveiro

"Gerçekten uygulamada sosyal devlet var"

Türkiyeli diğer expat'lerle iletişiyor musun? "Hiç çekemem, benden uzak olsun"cu musun, yoksa "bazen beni sadece bir Çorumlu anlayabilir"ci mi?

Özellikle arayıp buluyorum durumu yok, ama mesela biz evde totalde 3 Türkiyeliyiz, gittiğimiz eğitimde de vardı bizim ülkeden insanlar, hatta biri arkadaşımın sevgilisi çıktı Sakal'dan :) Anlaşabildiklerimiz sevdiklerimizle kontağı sürdürüyoruz, dertleşiyoruz, eğleniyoruz, haberleşiyoruz :) En azından benim bulunduğum yerde böyle olması iyi oldu çünkü gerçekten köydekilerle ortak dil konuşamadığımızdan en azından arada kendi diline dönmek iyi olabiliyor.

Gurbetle sıla karşılaştırması yapacak olsan? Kültür olur, iş etiği olur; hangi bakımdan karşılaştırmak istersen...

Bir kere en başta gurbette, en azından benim olduğum yerde sosyal devlet var, gerçekten uygulamada var, ellerinden geleni deniyorlar, mükemmel olmasa da çabaları var. Bizde daha sıkıntılı böyle kurumlar. Ülkenin kafası rahat, güvenli. Evet yavaşlar, ağır işliyorlar biraz, ama keyifliler. 10-11 milyon insan var, okyanus var <3, kültürleri yemekleri insanları bize benziyor (sütlaçları var mesela, çok misafirperverler, sıcaklar) tipleri bile bize benziyor. Onlar da bizi seviyor, önyargıları kırıyoruz beraber. Ama rakıyı, boğazı, Datça'yı özlemiyor değilim mesela.

Coimbra

"İnsanlara Türkiye'de neler olup bittiğini anlatıyorum"

Gurbetteyken TR'de olup bitenlere nasıl bir mesafede duruyorsun? Ülke gündeminin kendi hayatına yansımaları neler oluyor?

Ben mümkün olduğunca takip ediyorum, hemen hemen her gün bakıyorum en azından sosyal medyadan takip ediyorum, arkadaşlarla konuşuyorum. Evet burada olduğum için stresim, anksiyetem daha az bu konuda ama ister istemez aklımız kalıyor, burada bile destek topluyorum mesela, insanlara anlatıyorum ne oluyor ne bitiyor.

Nisan'ın Portekiz'deki köyü Arrouquelas

Diğer expat'lere ya da adaylarına, "ben ettim sen etme" ya da "sen de yap güzel oluyor" yollu önerilerin?

Şimdilik özetle durumlar böyle, hep beraber anlatsak roman olur :)

Başka bir çift söz? (teklif var, ısrar yok)

Yorumlar