Groningen'den Bremen'e Irmak

"İnanır mısınız, insan çalışmayı özlüyormuş"

Kimsin, nesin? Nerede, ne zamandan beri yaşarsın? Neyle iştigal edersin? 

Merhaba. Ben Irmak Özferendeci. Ha pardon, bir de bonusu var. Irmak Özferendeci Teeuwen ☺ Ağustos 2016’dan beri Groningen, Hollanda’da idim. Fakat resmi olarak 01.01.2017’den beri Bremen, Almanya’da ikâmetgah ediyorum. Şu an ben ne öğrenci ne de bir çalışanım. Sen nesin derseniz, ben de bilmiyorum. Statüm şu an biraz karışık ☺ Eşim Hollandalı olduğu için Groningen’deydim fakat Avrupa Birliği üyesi bir ülkeden olmadığım için oturma izni alamadım, Bremen’e yerleştik vs. Halen oturma/çalışma izni beklemekteyim. İşte bu benim statüm ☺

"Ne dediğimi anlatamayacağım, diyerek evde zaman geçiriyorum çoğunlukla" 

Yolun gurbete düştüğünde ilk olarak neler hissettin? Yeni bir ülkede olmanın duygu durumu sende nasıl karşılık buldu?

İlk gurbet deneyimim 2013 yılında Erasmus öğrencisi olarak Groningen’de 6 ay yaşamamdı. Ben kesinlikle çok mutluydum. "Medeniyet ne güzel şeymiş" gözüyle bakıyordum en basit şeylere bile, aydınlanmalardan aydınlanma beğendim resmen ☺

Groningen’de herkesin İngilizce konuşması, genç okur nüfusun fazla olması gibi sebeplerle gurbette olduğunu hissetmiyor insan. Ta ki Bremen’e yerleşene kadar.. Genelleme yapmak istemiyorum, en azından benim yaşadığım alanda İngilizce bilen yok. Markete gittiğimde İngilizce konuştuğumu duyan görevli gidiyor vs. Bir şekilde insanlarla iletişime geçmeye korkar oldum. Yine ne dediğimi anlatamayacağım, onlar da anlamaya çalışmayacak nasılsa diyerek evde zaman geçiriyorum çoğunlukla. Sonuç olarak, şu an biraz zorluk çektiğim doğrudur ☺

"İnanır mısınız, insan çalışmayı özlüyormuş"

Ülke değişikliğinin çalışma/eğitim hayatına yansımaları neler oldu? İş/okul ortamının uyum sağlamana (veyahut da sağlayamamana :) stres yok, hangimiz en zayıf halka gibi hissetmeden bir ömür sürebiliyor ki?) etkisini nasıl deneyimledin?

Yukarda uzunca anlattığım gibi hâlâ çalışabilmemi sağlayacak belgeleri bekliyorum, o yüzden yorum yapamayacağım. Sadece Türkiye’deki 2 yıllık iş tecrübemi düşünürsem, ondan daha iyi olmasını ümit ediyorum ☺

Şu an ne mi yapıyorum? Belki hayatımda izlemediğim kadar film izliyorum. 3 günde 13 film izlemek gibi kendi rekorlarımı kırıyorum. Şimdilik zaman öldürme amacı olarak film izlemeyi seçtim. Benden de miskin bir de kedimiz var. Birlikte yatıp film izliyoruz tüm gün ☺ Üniversitedeyken ya da çalışırken hayalini kurardım belki bunun ama artık sıkıldım sanırım. Belgeler gelince ne yapacağım sorusuna gelince, her ne kadar isteyerek, severek okumasam da kimya ile ilgili işlere başvuracağım. Yani sanırım ☺ İnanır mısınız, insan çalışmayı özlüyormuş. Ya da "bir şeyle meşgul olmayı" diyelim.

"Şu ana kadar arkadaş edinebildiğim söylenemez"

Arkadaş edinmek ve kendi sosyal çevreni kurmak ne kadar kolay (ya da zor) oldu? Kendi background'un, kişiliğin ve bulunduğun yer bu denklemde nereye oturuyor?

Erasmus iken olay başka tabi, onu saymıyorum. Erasmus sonrası Hollanda’da kaldığım sürece kendi arkadaşım olmamasına rağmen eşimin arkadaşlarından olan güzel, dediğimi anlayabilen, benim onları anladığım, hayata hemen hemen aynı pencereden baktığımız bir çevrem vardı. Şu an 4 aydır Almanya’dayız. İkimiz için de yeni bir ortam ve benim şu ana kadar arkadaş edinebildiğim söylenemez. Ortak dili konuşamadan çok zor ne yazık ki Sanırım, ben bu soruya kısaca zor diyeceğim ☺

"Benim Türk olma ihtimalimi pek düşünmedikleri için tramvayda hakkımda konuşanlarına bile rastladım"

Türkiyeli diğer expat'lerle iletişiyor musun? "Hiç çekemem, benden uzak olsun"cu musun, yoksa "bazen beni sadece bir Çorumlu anlayabilir"ci mi?
Yalan yok, genelde "benden uzak olsun"cuyum. Bu şu ana kadar karşılaştığım Türklerle alakalı olabilir tabi. Özellikle burada, Almanya’da, Türkçe saçma sapan konular konuşulduğunu duyduğumda, yabancı taklidi yaptığım bile oluyor. Benim Türk olma ihtimalimi pek düşünmedikleri için tramvayda hakkımda konuşanlarına bile rastladım. Dönüp cevap verdiğinizde eğlenceli oluyor ama ☺

"Kişisel özgürlüğü keşfettim"

Gurbetle sıla karşılaştırması yapacak olsan? Kültür olur, iş etiği olur; hangi bakımdan karşılaştırmak istersen...

Birçok kişiye saçma gelebilir belki ama ben kişisel özgürlüğü keşfettim belki de ilk defa. Ekstrem şeylerden bahsetmiyorum. Yolda insanların saçına, kılık kıyafetine, dövmene vs. bırakın bir şey demesini, garipseyip bakmaması, yoldan geçerken herhangi birinin gülümseyip selam vermesi, akşam "şu saatten sonra oradan yalnız geçme" vs. dedikleri yerlerin olmaması, barda yalnız içmenin başka anlamlar taşımaması vs. Bunlar özellikle Groningen’de yaşadığım ve benim için kesinlikle en güzel deneyimlerden.

"Eşim Hollanda vatandaşı, dövme sanatçısı, anlayışlı, güler yüzlü, kıskançlık, kavga gürültü vs. bilmeyen tonton bir insan ☺"

Editörün özel isteği üzerine yabancı eşten de bahsedeyim biraz ☺

Eşim yukarıda da bahsettiğim gibi Hollanda vatandaşı, dövme sanatçısı, anlayışlı, güler yüzlü, kıskançlık, kavga gürültü vs. bilmeyen tonton bir insan ☺ İletişimimiz hali ile İngilizce üzerinden. Çoğu kez insanlar "ya zor olmuyor mu derdini kendi dilinde anlatamamak?" diye soruyorlar. Hayır olmuyor. Aksine "Atı alan Üsküdar’ı geçti" gibi şeyleri çevirip anlatmaya çalışırken eğleniyorsunuz ☺ (Neden bu örnek aklıma geldi, ben de bilmiyorum). En azından benim için farklı dil, farklı kültür bir sorun olmadı. Açıkçası çoğu konuya bakış açımız, çoğu Türk arkadaşlarımın aksine onunla ortak. Hal böyle olunca zaten diğer farklılıklar ortadan kalkıyor.

"Hollanda/Almanya gerginliği olduğu sırada, Türk’üm dediğimde direk bir öfke püskürmesi ile karşılaşıyordum"


Gurbetteyken TR'de olup bitenlere nasıl bir mesafede duruyorsun? Ülke gündeminin kendi hayatına yansımaları neler oluyor?

Özellikle internetten haberleri izlediğimi söyleyemeyeceğim, insanın yüreği kaldırmıyor bir yerden sonra fakat sosyal medyadan takip ediyorum tabi ki.

Olanların kendi hayatıma olumsuz yansımasına izin vermemeye çalışsam da polemikler şu an yaşadığınız ülke ve ülkeleri kapsayınca zor oluyor tabi. Özellikle geçenlerde yaşadığımız Hollanda/Almanya gerginliği olduğu sırada, Türk’üm dediğimde direk bir öfke püskürmesi ile karşılaşıyordum. İster istemez etkiliyor tabi.

"Hiç tanımadığınız bir insanla konuşmanın zevkini, ne kadar farklı insanlarla tanışabileceğinizi kendiniz gözlemleyin"

Diğer expat'lere ya da adaylarına, "ben ettim sen etme" ya da "sen de yap güzel oluyor" yollu önerilerin?

Yine Groningen’de çok yaptığım, Bremen’de henüz yapamadığım (İngilizce’den dolayı) tek başınıza bara gidip bara oturun. Hiç tanımadığınız bir insanla konuşmanın zevkini, ne kadar farklı insanlarla tanışabileceğinizi kendiniz gözlemleyin. Bakarsınız, arkadaş bile edinirsiniz ☺ Bar olmasına tabi ki gerek yok, anladınız siz demek istediğimi, dışarı çıkın, yeni insanlarla tanışın, konuşun, paylaşın ☺

Başka bir çift söz? (teklif var, ısrar yok)

İki sayfa yazmamı sağlayan bu güzel sorular için teşekkürler ☺

Yorumlar