Dubai'den Jale

Kendi hikâyeni yeniden oluşturmak

Kimsin, nesin? Nerede, ne zamandan beri yaşarsın? Neyle iştigal edersin?

Jale, peyzaj mimarı. Üniversiteden mezun olduğumdan beri iki yıl master dolayısıyla Almanya'da yaşadım, iş için de 5 yıldır Dubai'deyim.

Yolun gurbete düştüğünde ilk olarak neler hissettin? Yeni bir ülkede olmanın duygu durumu sende nasıl karşılık buldu?

Üniversiteye başladığımdan beri ailemden ayrı yaşadığım için başka bir ülkeye yerleştiğimde çok büyük bir değişiklik yaşamadım. Bence sevdiklerinden ayrı yaşamak, bu başka ülkeye yerleşmek!! Çeşit çeşit hikâyeleri olan insanlarla tanışmak harika, her zaman ilginç bir şey. Üniversitedeki intense teorik bir dönemden sonra tekrar yaşamayı öğrenmek gibi. Yepyeni bir yıl, şehir, iklim, alışkanlıklar. Ben her şeyi tekrardan öğrenmişim gibi hatırlıyorum ve de kendi geçmişinle ilgili hikâyeni oluşturuyorsun. Çünkü herhangi biriyle tanıştığında tekrar tekrar geri döndüğün nokta bu!! “Selam Jale ben, Türkiye'de küçük bir şehir olan Edirne’de doğdum. (Elimle küçük bir Türkiye haritası yapıp baş parmağımla Avrupa yakasını gösteriyorum) Evet evet İstanbul'a çok yakın. Hahaha evet hiç Türk gibi gözükmüyorum, ailem göçmen çünkü.” Yeni bir ülkede olmam, büyük bir gözlem isteği ve dediklerimi olduğunca basit ve kısaca anlatma yeteneği verdi.

"Almanya'da Türk olmak ile UAE'de Türk olmak oldukça farklı"

Ülke değişikliğinin çalışma/eğitim hayatına yansımaları neler oldu? İş/okul ortamının uyum sağlamana (veyahut da sağlayamamana :) stres yok, hangimiz en zayıf halka gibi hissetmeden bir ömür sürebiliyor ki?) etkisini nasıl deneyimledin?

Almanya'da Türk olmak ve de UAE'de Türk olmak oldukça farklı! Almanların Türklere bakışı bariz, fakat hiçbir zaman bu yüzden uzaklaştırıldığımı hissetmedim. Oysa UAE'de Türk olmak kesinlikle çok rahat paylaşabileceğim bir durum. Herkes oldukça dizi izlemiş.

Çalıştığım ofislerin hepsi yoğunlukla İngiliz, Avustralyalı, Hintli insanlarla dolu bu yüzden İngilizceyi her gün yeniden öğrendiğimi ve de gerçekten kendimi kısa ve etkili bir biçimde anlatabilmem gerektiğini hissettim.

"İşimden ayrılıp arkadaşlarımdan ayrılmamayı öğrendim"

Her zaman hangi rolde olursam olayım, fikirlerimin dinlendiğini ve de işler yolunda gitmeyip yeni bir yere geçmeye karar verdiğimde işimden ayrılıp arkadaşlarımdan ayrılmamayı öğrendim. Sanırım bu tarz proje ve de çeşitli ülkelerden gelen insanlarla çalışma fırsatım Türkiye'de olmazdı. Bu yüzden çok şanslıyım. Bunun yanında, Türkiye'de benim yurt dışında yaşamaya başlamamdan çok daha uzun zamandır süregelen iç karartıcı ve de kötü olayları anlatmak hiç kolaylaşan bir durum değil. Açıklamak için İngilizce konuşmaktan çok daha fazlası gerek. Sanırım ülke dışında yaşayıp da sıkıntılı olduğum konulardan en önemlisi bu - çok fazla karşılaştırma yapmak ve de haberlerden dolayı insanda oluşan, kimsenin anlayamayacağı bir depresif duruma bürünmek.

"Tekrar tekrar doğru bulduğum bir şey var: Herkes ama herkes ilginç"

Arkadaş edinmek ve kendi sosyal çevreni kurmak ne kadar kolay (ya da zor) oldu? Kendi background'un, kişiliğin ve bulunduğun yer bu denklemde nereye oturuyor?

Çok konuşkan ve de arkadaş canlısı bir insan olduğumu söyleyemem fakat bu kadar yıldan sonra her gün tekrar tekrar doğru bulduğum bir şey var o da herkesin ama herkesin ilginç olduğu!! Bu yüzden iş yerinde ya da herhangi yeni bir yerde insanlarla tanışmaktan gayet mutluyum. Bu da çevremde sevdiğim insanların olmasını kolaylaştırdı. Beraber farklı farklı sebeplerle bir araya geldiğim bir sürü insan var fakat tabi ki de o her şeyini anlatabildiğin, seni sesinden, yüzünden şıp diye anlayan insanalar bir elin parmaklarını geçmiyor.

Edirne gibi küçük bir şehirde çocukluğunu geçirmiş bir insan ve de lifetime bir sinefil olarak ortak noktaları tutturmak zor. Fakat imkânsız değil. Dünyanın öbür ucu Şili'den bir arkadaşımla resmen ömür boyu aynı şeyleri yapmış, aynı filmleri izleyip müzikleri dinlemişiz. Sanırım belli bir süre böyle yaşadıktan sonra insanın geçmişi bir kutuda rafa kaldırılıp ilgileri ve de hisleri ön plana çıkıyor.

"En çok her yaştan insanla yaşamayı özledim"

Fakat en çok her yaştan bir sürü insanla yaşamayı özledim sanırım. Hatta en çok özlediğim şey de bu. İş dolayısıyla sürekli kendi yaşında ya da civarında insanlarla çalışıp onlarla dışarı çıkmak bir süre sonra bütün dünya o insanlardan oluşuyor herhalde diye düşündürüyor. Bu yüzden çok daha küçük veya çok daha yaşlı insanlarla vakit geçirmek nedense bende çok daha ihtiyaç haline geldi. Kendi ailem olana kadar okullarda gönüllü bir şeyler yapmak gerekince ilk ben atlamaya devam edicem sanırım.

"Doğduğum şehirde herkes az çok göçmen olduğu için hiçbir zaman bir Türk gibi hissetmedim"

Türkiyeli diğer expat'lerle iletişiyor musun? "Hiç çekemem, benden uzak olsun"cu musun, yoksa "bazen beni sadece bir Çorumlu anlayabilir"ci mi?

Hahaha Çorumlular gerçekten hâlâ anlamak istediğim bir hikaye!! Sanırım doğduğum şehirde herkes az çok göçmen ve de kendi halinde olduğu için hiçbir zaman bir Türk gibi hissetmedim. Edirneliler çok daha doğayla iç içe, kendi kendilerine olan küçük ailelerle dolu. Bu yüzden ailemle iletişimde olduğum sürece başka bir Türkle tanışma ihtiyacı hissetmedim. Sadece Almanya'da kime Türk olduğumu söylediğime dikkat ettim diyebilirim. Pek çok harika insan kadar bir sürü, kendilerini şaşırmış Türk de var. Ama genel olarak başka bir türkle tanışmak için extra birşey yaptığımı söyleyemem.

"UAE'de mimar olmak yorucu bir iş ama bu stresin %5'i iş ortamından kaynaklı diyebilirim"

Gurbetle sıla karşılaştırması yapacak olsan? Kültür olur, iş etiği olur; hangi bakımdan karşılaştırmak istersen...

En sorunlu mesele insanların ön yargıları. Türkiye'de nereden geldiğinden ailenin kimler olduğuna kadar pek çok şey kimseye kendini ifade etme fırsatı vermiyor. Sürekli bir gruplaştırma durumu söz konusu. Sanırım bu tarz bilgilerin sıfır anlam ifade ettiği bir yerde yaşamak insana kendini görüşleri, giyinişi, konuşması ve de ilgilendiği konularla kendini ifade etmesi için önemli bir fırsat ve de bunları oluşturması için büyük bir şans veriyor. If you can’t change the world, change your world!!

İş konusunda fikir vermem doğru olmayabilir, çünkü Türkiye'de hiç çalışmadım fakat hâlâ görüştüğüm arkadaşlarıma kıyasla daha az sosyal stres altığında çalıştığımı söyleyebilirim. Özellikle UAE'de mimar olmak çok uzun saatler ve de sürekli konsantrasyon isteyen yorucu bir iş fakat bu stresin sadece %5'i iş ortamından kaynaklı diyebilirim.

"Her şeyi bilip, mümkün olabildiğince kısa zamanda unutmak istiyorum. Fakat mümkün değil."

Gurbetteyken TR'de olup bitenlere nasıl bir mesafede duruyorsun? Ülke gündeminin kendi hayatına yansımaları neler oluyor?

Sürekli Facebook'ta, Twitter'dayım. Her gün başka bir olay. Her şeyi bilip, mümkün olabildiğince kısa zamanda unutmak istiyorum. Fakat mümkün değil. İşlerin çok uzun zamandır çığrından çıkıp her dakika başına her şey gelebilir bir duruma dönüşmesi de çok korkutucu. Ailem ve de pek çok arkadaşım hâlâ TR'de yaşıyor. Çevremde olan pek çok kişiyle neler olup bittiğini paylaşıyorum fakat her dakika korkunç ya da akla mantığa sığmayan olayların olması insanı sürekli depresif kılıyor. Fakat çevrendeki herkes çok güzel bir gün geçiriyor olabilir bu yüzden olabildiğince anlamaya odaklanmaya çalışıyorum.

"İki dakika da olsa herkese zaman ayırmak kesinlikle çok mühim"

Diğer expat'lere ya da adaylarına, "ben ettim sen etme" ya da "sen de yap güzel oluyor" yollu önerilerin?

Sanırım tek bir şeyi rahatlıkla söyleyebilirim. Kimin nasıl gözüktüğüne ya da nasıl konuştuğuna bakmazsızın, herkesin paylaşacak ilginç bir şeyleri olduğunu düşünüyorum, bu yüzden iki dakika da olsa herkese zaman ayırmak kesinlikle çok mühim.

Başka bir çift söz? (teklif var, ısrar yok)

Hahaha, ne kadar harika sorular!! Kesinlikle uyumadan önce bol bol düşünmemi sağladı!!

Yorumlar